Yayınlandı - Cmt, 23 Mrt 2024
Sosyal Fobi;
kişinin diğer insanlar tarafından yargılanabileceği kaygısını taşıdığı,
toplumsal ortamlarda rezil olacağı konusunda belirgin ve sürekli korkusunun
olduğu bir kaygı sorunudur. Sosyal fobi belirtileri kişi sosyal ortama
girdiğinde veya daha girmeden başlayabilir. Bedensel belirti olarak; yüz
kızarması, terleme, ağız kuruluğu, çarpıntı, nefes kesilmesi, nefes darlığı,
mide bağırsak sisteminde rahatsızlık, ishal, kas gerginliği, titreme olabilir.
Aklından “rezil olacağım, yetersizim, çirkinim, beğenilmiyorum, hata
yapmamalıyım” gibi düşünceler geçebilir. Sosyal fobi yaşayan kişiler; korkulan
ortama girmeme, korkulan ortamı terk etme, göz temasından kaçınma, ilgisiz
şeyler düşünme gibi davranışlar sergileyebilir.
Sosyal fobi
testi olarak en yaygın kullanılan Liebowitz Sosyal Fobi Ölçeğidir. Bu ölçekte belirtilen
sosyal durumlardan bazıları şunlardır.
Ø Toplum içinde
telefonla görüşme
Ø Küçük bir grup
etkinliğinde yer alma
Ø Toplum içinde yemek
yeme
Ø Yetkili biri ile
konuşma
Ø Kalabalık önünde
konuşma
Ø Başkaları
tarafından izlenirken çalışma
Ø Yabancılarla
karşılaşma veya ilgi odağı olma
Ø Yetenek veya
bilgi testine tabi tutulma
Ø Davet verme
Sosyal fobi yaşayan kişi; sosyal ortamlara
girmek istediği halde giremez, girse bile çok zorlanır. Olay
sonrası da yaşadıkları şeylerle ilgili olarak çok fazla zihinsel uğraşları
olur. Genel olarak işlevselliği azaltan bir sorun olmasına rağmen tedaviye
başvuru oranı düşüktür. Çünkü psikolojik destek almak için yapılması gereken
şeyler de, kişide kaygı oluşturur ve bunu da erteleyebilirler. Sosyal fobi testi olarak internette birçok
içerikle karşılaşabilir. Fakat
unutulmaması gereken şey bu testlerin tanı amacıyla kullanılmadığıdır.
Sosyal fobinin diğer kaygı sorunlarından en
önemli farkı; korktuğu şey başına gelir. Sosyal fobi yaşayan kişiler
genellikle iki şeyden korkarlar;
1- sosyal ortamlarda tuhaf davranmak, farklı görünmek
ve komik duruma düşmek
2- gözlendikleri bu ortamlarda kaygı yaşamak ve
kaygılı görünmek
‘’Sosyal fobi nasıl yenilir?’’ sorusunun cevabı
elbette kişiye ve bağlama göre değişir. Bu konuda bireyin yapabileceği şeylerin
başında doğru bilgilere ulaşarak farkındalık sağlamasıdır. Sosyal ortamlara
girmeden veya girince zihninden geçen düşünceleri not ederek başlayabilir. Bu
düşünceler ne kadar gerçekçi olduğuna, zihnin felaket senaryolarının test edilip
edilmediğine bakabilir. Sonrasında girmekten çekindiği sosyal ortamları
hiyerarşik bir şekilde listeleyebilir. Kendisine en az rahatsızlık veren
durumları sıfırla yüz arasında puanlayabilir. Bu durumlardan kaçınmanın sadece
kısa vadede işe yaradığını fakat uzun vadede sosyal fobiyi daha da arttırdığını
kendisine hatırlatmalı. Hazırlamış olduğu listeden en az rahatsızlık verenden
başlayarak bu ortamlara girmeye başlamalı. Duyduğu kaygının ve bedensel
duyumların en az 15-20 dakika kaldığı ortamlarda nasıl değiştiğini
deneyimlemelidir. Elbette bu süreçleri bir uzman eşliğinde yapması daha uygun
olur.
Tedavide
kişinin durumuna göre bazen tek başına psikoterapi, bazen tek
başına farmakoterapi (ilaç tedavisi) kullanılır. Bazı durumlarda her iki yöntem
beraber kullanılabilir. Bilişsel davranışçı terapi en yaygın kullanılan ve
etkinliği en yüksek olan terapi yöntemlerinden birisidir. Sosyal fobinin
tedavisinde in-vivo (yaşayarak) maruz kalma, hayali maruz kalma, davranış
deneyleri gibi davranışçı müdahaleler yapılır. Yaşanan kaygı duygusunu ve bu
kaygıya karşı oluşan bedensel tepkileri tanıma, kaygı doğuran durumlardaki
düşüncelerin ne olduğunu anlama, düşünce hatalarını tespit ve yeniden
yapılandırma gibi bilişsel müdahaleler yapılır. Bireysel terapiler yapıldığı
gibi grup terapisi de uygulanabilir.
Tedavide ilk tercih genellikle psikoterapidir. Fakat kişinin
durumuna göre ilaçlar da kullanılabilir. Bu ilaçlar üç grupta toplanırlar;
antidepresanlar, benzodiyazepinler ve beta blokörler. Sosyal fobi ilaçları
hekim kontrolünde kullanıldığında etkili ve güvenlidir. Fakat kontrolsüz
kullanıldığında, başka sorunlara da yol açabilir. Benzodiyazepin grubu ilaçlar
bağımlılık açısından risk oluşturduğu için uzun süre kullanılmaz.
Son yıllarda bilişsel davranışçı terapi temelli kendine
yardım kitapları hakkında da önemli çalışmalar yapılmaktadır. Bu kitaplar okura
doğru bilgiler sunduğu gibi, kendi kendine uygulayabileceği teknikler de
anlatmaktadır. Çeviri kitaplarının yanı sıra Türkçe olarak yazılan eserler de
raflarda yerini almıştır. Doç. Dr. Kadir Özdel tarafından hazırlanmış olan ‘’Sosyal Fobiden Hayata Yolculuk’’ kitabı bu
alandaki en faydalı kitaplardan birisidir. Kitap dört bölümden oluşmaktadır;
‘’Sosyal Kaygı Bozukluğu Nedir?’’, ‘’Sosyal Kaygı Bozukluğu
Neden Olur?’’, ‘’Sosyal Kaygı Bozukluğu Tedavisi’’, ‘’Ben Ne Yapabilirim?’’
Sosyal fobi tedavi edilmediğinde kişinin yaşam kalitesi
düşer. Bazı ortamlardan kaçınmaya başlar, bazı durumlarla karşılaşmamak için
hareket alanını daraltır. Öte yandan sosyal ortamlara girerken gerginliği
azaltmak amacıyla alkol kullanmaya başlayabilir ve bağımlılık sorunu da
eklenir. Mesleki anlamda önüne gelen fırsatları hep erteleyebilir. Sosyal fobi
tedavisi mümkün iken kişi bununla yaşamaya alışmaya çalışır. Belki çevresi
tarafından böyle kabul edilir. Fakat bu yalancı konfor alanı uzun vadede kişinin
hayatını birçok açıdan kısıtlayabilir.
Cmt, 06 Nis 2024
Per, 28 Mrt 2024
Pzt, 25 Mrt 2024
Herkese açık bir inceleme yazın