Yayınlandı - Per, 28 Mrt 2024

Düşüncelerin Hayatımıza Etkileri

Düşüncelerin Hayatımıza Etkileri

Düşüncelerin Hayatımıza Etkileri

Dış dünyada ve çevremizde olaylara karşı iç dünyamızda neler oluyor… Biraz yakından bakalım mı? Zihnimizdeki görüntü ve sesler, hissettiğimiz duygular ve bedenimizdeki duyumsamalar iç dünyamızın ana karakterleridir. Çoğu zaman otomatik olarak yaptığımızı sandığımız davranışlarımız da, aslında bu içsel süreçlerin etkisindedir. Bilişsel kurama göre; olaylar hakkındaki düşünceler, duyguları ve bedensel tepkileri etkiler. Bunların sonucu olarak da davranışsal tepkilerimiz ortaya çıkar.

Örneğin günlük hayatta sizi gördüğü halde selam vermeyen bir arkadaşınız olsun. Eğer bu durumda zihninizden ‘’Beni görmezden geldi, beni umursamadı!’’ diye düşünceler geçerse, hissettiğiniz duygu kırgınlık ve öfke olabilir. Sonrasında arkadaşınızdan uzaklaşmak ve ona soğuk davranmak gibi bir davranış göstermeniz daha olası bir hale gelir. Fakat aynı olay zihninizde ‘’Beni farketmeyecek kadar dalgın! acaba ne sıkıntısı var?’’ diye yorumlanırsa, üzüntü ve merhamet duygusuyla arkadaşınıza daha sıcak ve samimi davranabilirsiniz. Gördüğünüz gibi dış dünyadaki aynı olaya, iç dünyamızda olan farklılıklar nedeniyle oldukça farklı tepkiler verebiliyoruz. Bu tepkiler zamanla alışkanlıklarımızı ve karakterimizi de etkileyerek hayatımıza yön verebilir.

Düşünceleri 3 başlıkta inceleyebiliriz.

1-Anlık Düşünceler

Herhangi bir olayı yaşarken veya olayı hatırladığımızda otomatik olarak gelen düşüncelerdir. Bunlar sözel içerikli olabileceği gibi sadece imgesel de olabilir. Yukarıda verdiğim selam metaforundaki düşünceler de buna örnektir. Günlük hayatta zihnimizden binlerce anlık düşünce geçer. Bunlar bilinç düzeyinde olmasına rağmen çoğu zaman farketmeyiz. Fakat biraz dikkat ettiğimizde, duyguların da yardımıyla anlık düşüncelerimizi bulabiliriz.

2-Uzayan Düşünceler

Anlık düşünceyi trenin lokomotifine benzetirsek, uzayan düşünceler bir trenin vagonları gibi uzayıp giden zihinsel süreçlerdir. Bu süreçler sorun çözme, anlamlandırma, ders çıkarma ya da önlem almak gibi işlevsel olabilir. Öte yandan endişe, ruminasyon ve analizlere dönüşerek psikolojik sorunlara da zemin oluşturabilir.

3-İnançlar ve Şemalar

Düşüncelerden biraz daha güçlü olan kurallar ve varsayımlardır. Bilgi işleme sürecinin altında yatan inançlar, erken çocukluk yaşlarından itibaren aile, çevre ve yaşantılarla oluşur. İnançlarımız dış dünya, diğer insanlar ve kendimizle ilgili alanlarda yoğunlaşır. Bunlar olumlu (başarılıyım, sevilen biriyim) olabileceği gibi, olumsuz da (yetersizim, dayanıksızım) olabilir. Bu kök inançlarla bağlantılı ara inançlarımız da gelişir(Başarılı olursam sevilirim, hata yapmak yetersizliktir gibi…).

Öte yandan duygu ve düşüncelerimiz hakkında da inançlarımız vardır.. Örneğin; ‘’Kötüyü düşünmek kötü bir şey olma ihtimalini artırır!’’ ya da ‘’Kaygılanmak yetersizliktir!’’ gibi… Bunlara da metainanç ya da üst-bilişsel süreçler denir.

Gördüğünüz gibi iç dünyamız da farkettiğimiz ya da çoğunu farkedemediğimiz bir çok şey olmakta. Bu yazıda biraz düşünce süreçlerine genel bir giriş yaptık. Daha sonraki yazılarda devam edeceğiz.

Dr.Mustafa İSPİR | Psikoterapist (drpsikoterapi.com)

Yararlanılan kaynaklar: Hakan Türkçapar- 'Bilişsel Davranışçı Terapi' Kitabı, Adrian Wells- 'Anksiyete ve Depresyonda Metakognitif Terapi' Kitabı

Yorumlar (0)

Arama Yap
Popüler Kategoriler
En Son Eklenen Blog
Zeka Testleri Hakkında Herşey
Zeka Testleri Hakkında Herşey
IQ NEDİR VE NASIL ÖLÇÜLÜR?Haberlerde muhtemelen şuna benzer bir şey okumuşsunuzdur: “12 yaşında bir çocuk IQ testinde Einstein'ı geçmeyi başardı” Peki IQ'nun gerçekte ne anlama geldiğini hiç merak ettiniz mi? 12 yaşında bir çocuk üniversiteden mezun oluyorsa elbette zekidir, peki sizden daha mı akıllıdır? Eğer öyleyse, ne kadar daha akıllı? Başarıya giden bu kadar çok farklı yolun olduğu bir dünyada ortalama bir IQ' ya sahip olmanızın bir önemi var mı? Peki ortalama IQ nedir? Aşağıdaki yazıda bu soruların yanıtlarını bulacaksınız. IQ ÇOCUKLARDA NASIL ÖLÇÜLÜR?IQ, zeka bölümü anlamına gelir ve kişinin bir konu hakkında akıl yürütme, fikir üretme becerisi ve sorunları çözme yeteneğini ölçer. Bu zeka bölümü denilen şey "Neyin bölümü?" diye sorabilirsiniz. Bunu anlayabilmek için zekânın sayısallaştırılmasına yönelik bazı işlemlere dair tarihçeye kısaca göz atalım:1905'te Alfred Binet adlı bir Fransız bilim adamı, günümüzün ilk IQ testini yarattı. Binet, çocukların bilişsel yeteneklerini zihinsel ve biyolojik yaşlarını karşılaştırarak değerlendirmek istedi.Zihin yaşlarını nasıl buldu? Onlara genel bilgi soruları sordu ve onların yaşındaki ortalama/sağlıklı bir çocuğun doğru şekilde gerçekleştirmesi beklenen muhakeme görevlerini tespit etti.Eğer 6 yaşındaki bir çocuk, 7 yaşındaki çocukların çoğunun doğru cevapladığı tüm soruları başarıyla cevaplayabilirse çocuğun zeka yaşı 7'ydi. Bir IQ puanı elde etmek için, çocukların bilişsel yeteneklerinin (zihinsel yaş) gösterdiği yaşı çocuğun biyolojik yaşından çıkardı.Psikolog William Stern, Binet'in birçok fikrine katılıyordu ancak zihinsel yaşı biyolojik yaşa bölmenin daha doğru bir karşılaştırma olacağını düşündü.Bu hesaplamaya göre, eğer 7 yaşındaki bir çocuk, görevleri ortalama 7 yaşındaki bir çocuk kadar iyi çözebiliyorsa, 7/7 puan aldığı anlamına geliyordu; bu da IQ puanının 1 olduğu anlamına geliyordu. Ortalama 8 yaşındaki bir çocuğun seviyesinde performans gösterenlerin puanı 8/7 veya 1,1 IQ' ydu, bu da ortalama IQ' nun biraz üzerindeydi.Stanford Üniversitesi psikologlarından Lewis Terman, testi daha da geliştirdi ve virgülün ortadan kaldırılması için bölme sonucunun 100 ile çarpılmasını önerdi.Böylece, 1'lik IQ puanı 100 oldu ve 1,1'lik IQ,  110'luk bir IQ' ya dönüştü. Test, Stanford-Binet testi olarak bilinmeye başlandı ve hala IQ' yu ölçmek için kullanılan en popüler testlerden biridir.YETİŞKİNLERİN IQ’SU BENZER ŞEKİLDE ÖLÇÜLEBİLİR Mİ?40 yaşındaki birine 80 yaşındaki biri gibi zihinsel performans gösterdiğini söylerseniz muhtemelen bunu iltifat olarak kabul etmeyecektir. Bu nedenle çocukları test etmek için tasarlanmış olan ve yukarıda bahsedilen test etme yöntemi yetişkinlerde işe yaramaz. Bu sebeple yetişkinlerin ortalama olarak farklı yaşlarda nasıl performans gösterdiğini ve ilerleyen yaşlanmayla birlikte bu performansın nasıl düştüğünü görmek için daha zorlu görevlere sahip yeni testler tasarlanmıştır.Günümüzde en yaygın yetişkin IQ testi, David Wechsler tarafından geliştirilen bir yönteme dayanmaktadır. Wechsler farklı yaş gruplarındaki yetişkinleri test etti ve testi, her yaş grubundaki ortalama yetişkinin 100 puan veya normal IQ puanı alacağı şekilde tasarladı. Bazı kişilerin 100'ün üzerinde, bazılarının ise altında puan aldığı bir dizi ortalama IQ vardır. Bahsi geçen zeka dağılımına ilişkin sayısal değerleri ilerleyen bölümlerde bulabilirsiniz.IQ TESTLERİ TAM OLARAK NEYİ ÖLÇÜYOR?IQ testleri yalnızca bilişsel yetenekleri ölçer. Yani IQ testi yaparken yalnızca birkaç parametreyi değerlendirebiliyoruz:• Yaşam boyu edinilen bilgi ve beceriler• Sözlü ve sözsüz yetenekler• Otomatik olarak gerçekleştirilemeyen yeni görevleri yerine getirme becerisi (akışkan akıl yürütme)• Gerçek dünyadaki niceliksel bilgileri analiz etme ve yorumlama yeteneği (niceliksel akıl yürütme)• Soyut bilgileri anlamlandırabilme ve problem çözebilme becerisiIQ testi, hızlı iletişim çağında bazen "akademik" zekâdan bile daha önemli olabilen duygusal veya yaratıcı zekâyı dikkate almaz.IQ testi puanları, test yapma becerilerinden, test uygulama ve yorumlama yetkisine sahip psikologların sonuçları nasıl yorumladığına kadar birçok faktöre bağlıdır. Evet, IQ testlerini yalnızca bu konuda eğitim almış psikologlar uygulamalıdır; bu nedenle önünüze birden bire çıkan çevrimiçi bir IQ testi yapmaya karar verirseniz, elde ettiğiniz puana fazla güvenmeyin çünkü çok büyük olasılıkla sonuç hatalıdır.ORTALAMA BİR İNSANIN IQ'SU NEDİR?David Wechsler, belirli bir yaş grubundaki kişilerin ortalama puanının 100 olduğunu tespit etti. Bu ortalama değerin 15 puan altında veya üstünde (85 ile 115 arasında) bir aralığa denk gelen puan almak ortalama bir IQ'ya sahip olduğunuz anlamına gelir.İnsanların çoğunluğunun IQ puanı 85 ila 115 arasındadır. Bu bilgi önemlidir çünkü ders başarısı iyi olan bazı ailelerin çocuğum “üstün zekâlı” olabilir mi düşüncesi neticesinde yaptırdığı testler sıklıkla şu gerçeği teyit eder: ortalama yüksek bir zekaya sahip olmak nadir olan bir duruma işaret eder bir başka deyişle dikkat çekici derecede iyi bir performans sergilemek gerekir. Çok az sayıda kişi (yaklaşık olarak %0,2oranında) bir IQ testinden 145’ten daha fazla puan alır.Peki bahsi geçen normal aralıklar dışında puan almak ne anlama geliyor?  80 IQ düşük müdür? 70'ten 85'e kadar olan tüm puanlar ortalama ama düşük bir ortalama olarak değerlendirilir. 115'ten 130'a kadar her puan ise yüksek bir zeka puanına sahip olduğunuz anlamına gelir.130'un üzerindeki puan nüfusun çok düşük bir yüzdesinde yer alır. Yüksek olarak kabul edilir ve yetenekli olabileceğiniz, hatta bir “dahi” olabileceğiniz anlamına gelir.70'in altındaki puan düşük kabul edilir ve bilişsel bir geriliğe işaret eder.ZEKA ÖLÇÜMÜ NEDEN YAPILIR?IQ testinin değeri en çok eğitimsel veya klinik ortamlarda belirgindir. Öğrenme güçlüğü, ciddi davranış sorunları, çocuğun yaşadığı zorlukların kısmen kendi yaş grubunun ortalamasından önemli ölçüde farklı olan IQ puanına bağlanıp bağlanamayacağını belirlemek için test edilebilir. IQ puanının kullanılmasının aşağıdakiler dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere birçok nedeni vardır:• Bir çocuğun veya yetişkinin teşhisine yardımcı olmak.• Çocuklara yönelik eğitime yerleştirme ve uygun eğitim programının uygulanmasına yardımcı olmak.• İşverenlerin belirli bir kişinin belirli bir işe uygun olup olmadığına karar vermesine yardımcı olmak.• Eğitimsel değerlendirme ve yerleştirme• Zihinsel engelliliğin değerlendirilmesi ve tanısı• Bilişsel araştırma• İş adayı değerlendirmesi• Bellek, hız ve dikkat dahil olmak üzere bilişsel yeteneklerin değerlendirilmesiBaşarıyı IQ belirler mi?Kişinin zeka katsayısı mutlaka başarıyı belirlemez. Sonuçta IQ testleri kişinin potansiyelini ölçmek için tasarlanmıştır. Hırs, motivasyon, fırsat, baskı altında net düşünebilme yeteneği vb. gibi çok önemli diğer faktörleri hesaba katmaz.Bazı insanlar yüksek IQ'ya sahiptir ancak aynı zamanda yüksek düzeyde kaygıya sahiptirler, bu da testlerde ve sınavlarda düşük performansa neden olur. Diğer insanlar yüksek puana sahiptir ancak kendilerini yazılı biçimde doğru bir şekilde ifade etmekte zorlanırlar ki bu çoğu sınavda kullanılan formdur. Birinin bölüm puanının yüksek olması onun okulda başarılı olacağı anlamına gelmez.Tersine, eğer birisi yüksek IQ'ya sahip değilse ve okulda iyi performans göstermiyorsa, doğası gereği daha pratik olan veya olmayan, seçtiği kariyerde başarılı olmaya devam edebilir.Bir IQ testinin yalnızca o testin içeriğini gösterdiğini akılda tutmak önemlidir. Çoğu IQ testi, değerlendirilen kişinin yaşadığı toplum için önemli olan bir dizi beceriyi ölçmek için tasarlanmıştır. Peki ya yetenekli bir piyanist olan biri? veya yetenekli bir buzdolabı tamircisi? Bu kişilerin zekâlarını mevcut zeka testleri ile ölçtüğümüzde onların mesleki başarıları ile tamamen eş olan bir değer elde edebilecek miyiz? Cevabımız hayır olabilir. Mevcut zekâ testleri bu alanlara dair becerileri ölçmez. Bu uğraşlarda yer alan beceriler elbette farklıdır, ancak bunlar aynı zamanda bir tür zekadır. Zeka Testleri ve IQ'yu Anlamak Üzerine Son Bir SözZeka testleri sonucu elde edilen zeka katsayıları kesinlikle faydalıdır ve klinik uygulama ve eğitimde faydalı olabilir, ancak bu tür testlerin ne işe yarayıp ne işe yaramadığını hatırlamak önemlidir. Başarıya giden yolda birine yardım etmek açısından kritik olabilir, ancak onu tamamen tanımlayan bir ölçüt olmayabilir. Bu nedenlerle sırf merakı gidermek amacıyla zeka ölçümü yoluna girmek pek akıllıca değildir. Hatırlanması gereken en önemli şeylerden biri, IQ'nun bir kişinin potansiyelini yalnızca o belirli günde, belirli bir zamanda belirli bir testle belirlenen şekilde ölçtüğüdür. Test katılımcısı o gün kendini iyi hissetmiyor olabilir. Önceki gece iyi uyuyamamış ya da sınava giderken tartışmış olabilirler. Test sabahı kahvaltı yapmamak bile sonuçları etkileyebilir. Elbette bunlar, o gün elde edilen sonuçları etkileyebilecek şeylerden sadece birkaçı. Tüm bunlara rağmen IQ sonuçları genellikle çok büyük bir oranda doğru bulgu verir. Peki bu doğru sonuca ulaşmada sadece mevcut veriler mi yön verir? Testi yapan psikolog, test puanına tek başına bakmayarak bunu sağlar. Örneğin, çocuğun önceki okul performansını, aile koşullarını veya katkıda bulunan diğer tüm faktörleri göz önünde bulundurur.Çocukla ilgili tüm arka plan bilgileri göz önüne alındığında, beklenenden çok farklı olan IQ testi sonuçları, psikologu olası nedenlere daha derinlemesine bakmaya teşvik edecektir. Psikologlar bu tür şeyler için eğitilmiştir, yanılmaz olmasalar da doğru ve bilgilendirici IQ sonuçları almak hedefleridir.IQ puanı size bir hikâye sunar ama her zaman hikâyenin tamamını anlatmaz.Kaynaklar https://www.verywellmind.com/intellectual-disability-definition-symptoms-traits-causes-treatment-5220629Intelligence and Intelligence Testing, Richard Fletcher, John Hattie,2011A Measure of Intelligence: One Mother's Reckoning with the IQ Test, 2024

Cmt, 06 Nis 2024

Düşüncelerin Hayatımıza Etkileri
Düşüncelerin Hayatımıza Etkileri
Düşüncelerin Hayatımıza EtkileriDış dünyada ve çevremizde olaylara karşı iç dünyamızda neler oluyor… Biraz yakından bakalım mı? Zihnimizdeki görüntü ve sesler, hissettiğimiz duygular ve bedenimizdeki duyumsamalar iç dünyamızın ana karakterleridir. Çoğu zaman otomatik olarak yaptığımızı sandığımız davranışlarımız da, aslında bu içsel süreçlerin etkisindedir. Bilişsel kurama göre; olaylar hakkındaki düşünceler, duyguları ve bedensel tepkileri etkiler. Bunların sonucu olarak da davranışsal tepkilerimiz ortaya çıkar.Örneğin günlük hayatta sizi gördüğü halde selam vermeyen bir arkadaşınız olsun. Eğer bu durumda zihninizden ‘’Beni görmezden geldi, beni umursamadı!’’ diye düşünceler geçerse, hissettiğiniz duygu kırgınlık ve öfke olabilir. Sonrasında arkadaşınızdan uzaklaşmak ve ona soğuk davranmak gibi bir davranış göstermeniz daha olası bir hale gelir. Fakat aynı olay zihninizde ‘’Beni farketmeyecek kadar dalgın! acaba ne sıkıntısı var?’’ diye yorumlanırsa, üzüntü ve merhamet duygusuyla arkadaşınıza daha sıcak ve samimi davranabilirsiniz. Gördüğünüz gibi dış dünyadaki aynı olaya, iç dünyamızda olan farklılıklar nedeniyle oldukça farklı tepkiler verebiliyoruz. Bu tepkiler zamanla alışkanlıklarımızı ve karakterimizi de etkileyerek hayatımıza yön verebilir.Düşünceleri 3 başlıkta inceleyebiliriz.1-Anlık DüşüncelerHerhangi bir olayı yaşarken veya olayı hatırladığımızda otomatik olarak gelen düşüncelerdir. Bunlar sözel içerikli olabileceği gibi sadece imgesel de olabilir. Yukarıda verdiğim selam metaforundaki düşünceler de buna örnektir. Günlük hayatta zihnimizden binlerce anlık düşünce geçer. Bunlar bilinç düzeyinde olmasına rağmen çoğu zaman farketmeyiz. Fakat biraz dikkat ettiğimizde, duyguların da yardımıyla anlık düşüncelerimizi bulabiliriz.2-Uzayan DüşüncelerAnlık düşünceyi trenin lokomotifine benzetirsek, uzayan düşünceler bir trenin vagonları gibi uzayıp giden zihinsel süreçlerdir. Bu süreçler sorun çözme, anlamlandırma, ders çıkarma ya da önlem almak gibi işlevsel olabilir. Öte yandan endişe, ruminasyon ve analizlere dönüşerek psikolojik sorunlara da zemin oluşturabilir.3-İnançlar ve ŞemalarDüşüncelerden biraz daha güçlü olan kurallar ve varsayımlardır. Bilgi işleme sürecinin altında yatan inançlar, erken çocukluk yaşlarından itibaren aile, çevre ve yaşantılarla oluşur. İnançlarımız dış dünya, diğer insanlar ve kendimizle ilgili alanlarda yoğunlaşır. Bunlar olumlu (başarılıyım, sevilen biriyim) olabileceği gibi, olumsuz da (yetersizim, dayanıksızım) olabilir. Bu kök inançlarla bağlantılı ara inançlarımız da gelişir(Başarılı olursam sevilirim, hata yapmak yetersizliktir gibi…).Öte yandan duygu ve düşüncelerimiz hakkında da inançlarımız vardır.. Örneğin; ‘’Kötüyü düşünmek kötü bir şey olma ihtimalini artırır!’’ ya da ‘’Kaygılanmak yetersizliktir!’’ gibi… Bunlara da metainanç ya da üst-bilişsel süreçler denir.Gördüğünüz gibi iç dünyamız da farkettiğimiz ya da çoğunu farkedemediğimiz bir çok şey olmakta. Bu yazıda biraz düşünce süreçlerine genel bir giriş yaptık. Daha sonraki yazılarda devam edeceğiz.Dr.Mustafa İSPİR | Psikoterapist (drpsikoterapi.com)Yararlanılan kaynaklar: Hakan Türkçapar- 'Bilişsel Davranışçı Terapi' Kitabı, Adrian Wells- 'Anksiyete ve Depresyonda Metakognitif Terapi' Kitabı

Per, 28 Mrt 2024

ZEKÂ TESTLERİNİN TARİHİ
ZEKÂ TESTLERİNİN TARİHİ
Hiçbir iki kişi tam olarak aynı şekilde doğmaz; ancak her biri doğal yetenekler açısından birbirinden farklıdır; biri bir mesleğe, diğeri diğerine uygundur.(Platon, Devlet)Ünlü Yunan Filozof Platon’un yaklaşık olarak MÖ 340 yılında yazdığı Devlet adlı eserinde bahsettiği bireysel farklılıklar aslında antik çağlardan günümüze değin hem kişisel olarak hem de bilimsel açıdan merak konusu olmuştur. Neden herkes benzer görevlerde benzer performansı sergileyemez? Bu farklar içerisinde en dikkat çekici olan, kişinin genel anlamda kabiliyetini ve sosyal yaşama uyumunu ifade eden zeka kavramıdır.  Zekânın sınıflanabilmesine yönelik ilk çalışmaların M.Ö. 2200 yılında Çin’de yapıldığı varsayılır. Günümüzde kullandığımız zeka testlerine benzer anlamda ilk test girişimi ise Evrim teorisi ile tanınan Darwin’in kuzeni, Francis Galton tarafından gerçekleştirilmiştir.İlk Zeka Testi GirişimiPeki her şey nerede başladı? İlk zeka testi girişimi Francis Galton (1822-1911) adında bir İngiliz bilim adamı tarafından yapıldı.Ya bir kişinin doğal entelektüel yeteneğini ölçmenin ve daha yüksek yeteneklere sahip insanları çiftleşmeye teşvik etmenin bir yolu olsaydı? Bu radikal fikir, daha sonra çok fazla tartışmalara neden olacak *öjeni adı verilen bir ideolojinin de temelini attı. Ancak bu aynı zamanda  Galton'un ilk kez zeka testine benzetilebilecek bir şey denemesine de yol açmıştır.1884 yılında Galton, Londra Sağlık Fuarı'na gelen 10.000 ziyaretçinin entelektüel yeteneklerini değerlendirirken ilk zeka testi girişimini gerçekleştirdi. Bu güçlü yönler; duyusal hassasiyet, reaksiyon süresi, vücut oranları ve kas gücü gibi çeşitli faktörlere dayanıyordu.. Ancak ne yetişkinler ne de öğrenciler için herhangi bir anlamlı veri bulunmadığı için bu girişim hayal kırıklığı ile sonuçlandı. *Öjeni : Daha çok arzu edilen özelliklerin (örn. Zeka gibi) seçici ıslahı yoluyla insan popülasyonunda üremenin kontrol edilmesinin savunulması veya incelenmesi.“Zekâ Testlerinin Babası” BinetResmi olarak ilk zeka testi aslında "Zeka Testlerinin Babası" Alfred Binet (1857-1911) tarafından tasarlandı. İnanması güç gibi görünse de her çocuğun okula gitmesi gibi bir yasal zorunluluk her zaman yoktu. Fransa'da her çocuğun okula gitmesini gerektiren yeni bir yasa çıkarıldığında,  çocukların entelektüel yeteneklerini test edecek bir yola ihtiyaç duyuldu. Zeka testleri Fransa'da, 1904 yılında psikolog Alfred Binet'in Fransız hükümeti tarafından entelektüel açıdan normal çocuklar ile daha düşük seviyedeki çocuklar arasında ayrım yapacak bir yöntem bulması için görevlendirilmesiyle ciddi anlamda başladı. Amaç, ikinci  gruptaki çocukların,  zihinsel açıdan normal olan çocukların eğitiminde yaratabileceği aksaklıkların ve gereksiz eğitim masrafının önüne geçmekti.1905 yılında psikolog Alfred Binet ile psikiyatrist Thedore Simon, Paris’teki öğrencileri değerlendirmek için ilk zeka testi olan Binet-Simon ölçeğini geliştirdiler.  Binet, çocukların ortalama olarak her bir maddeyi çözebilecekleri ortalama yaşı belirledi ve maddeleri buna göre sınıflandırdı. Bu şekilde bir çocuğun akranlarına göre konumunu tahmin edebiliyordu: Örneğin bir çocuk, ortalama olarak yalnızca kendisinden iki yaş büyük çocukların çözebildiği soruları çözebiliyorsa, o zaman bu çocuk öğrenme açısından iki yıl önde olurdu. Binet ve Simon 1908 yılında ölçeği yaş seviyelerine göre gruplayarak testin revizyonunu yaptı. Böylece  ilk defa ortalama performans düzeyinin ölçüt olarak alındığı bir test geliştirilmiş oldu ve bu nokta psikolojide devrim niteliği yarattı.Binet-Simon Ölçeği: Gündelik yaşam ile ilgili 30 kısa bilişsel testten oluşan Binet-Simon ölçeğinde sorular ilerledikçe soruların zorluk derecesi de yaş normlarına göre artış göstermektedir.Zeka Katsayısı (IQ) Kavramının DoğuşuAlbert Einstein bir dahi mi? Şüphesiz bu soruya hayır diyecek kimse yoktur. Peki bunu neye dayanarak söylüyoruz? İlk düşünceniz muhtemelen yüksek bir IQ' ya sahip olduğunu söylemek olacaktır. Peki IQ (intelligence quotient)  kavramı aslında ne anlama geliyor ve nereden geliyor? İlk olarak William Stern (1912) tarafından kullanılan zeka bölümü kavramı (IQ), zeka testi için bir ölçüm olarak oluşturulmuştur.Zeka bölümü (IQ) : Zihinsel yaşın kronolojik yaşa oranı olarak tanımlanır ve daha sonra virgülün kaldırılması için 100 ile çarpılır. Elde edilen değer zeka bölümüdür.Goddar’ın IQ’su: Moronlar, Embesiller, Aptallar ve Göçmenler1910'da önde gelen Amerikalı psikolog Henry Goddard (1866–1957) Moron kelimesini ilk defa kullanan kişidir.1913'te Goddard, Ellis Adası üzerinden Amerika Birleşik Devletleri'ne geçen göçmenler için IQ testlerinin başlatılması çalışmalarına dahil oldu ve bu girişimi çok sayıda göçmenin sınır dışı edilmesiyle sonuçlandı. Goddard'ın Ellis Adası'ndaki kadrosuyla sınır dışı edilme oranları beş kat arttı. Kendi dilinde olmayan soruları yanıtlaması beklenen  göçmenlerin çoğu bazen tek sorudan oluşan “zeka testlerini” geçemedi. Testlerden elde edilen veriler sadece göçmenleri geri göndermede kullanılmadı, sonuçlar ırk ayrımcılığı ve siyahların yüksek öğrenime sınırlı erişimini savunmak için siyasi bir araç haline geldi. Amerikan tarihindeki bilimsel ırkçılığın en büyük zaferlerinden biri için savaşan öjenistler yalnızca göçün sınırlandırılması için değil, aynı zamanda alt sınıftaki uluslara karşı sert kotalar uygulayarak karakterinin değiştirilmesi için de lobi faaliyeti yürüttüler. Diğer bir yandan Simon ölçeği ise sözel testlere daha çok odaklandığı için İngilizce konuşamayanlar, okuma yazma bilmeyenler, konuşma, dil, işitme engelli kişiler için geliştirilmiş olan ölçek ihtiyacı göçmen mevzusu ile iyice ortaya çıkmış oldu. Lewis Terman Stanford-Binet TestiLewis Terman, Binet ve Simon’ın geliştirdiği ölçeği Kaliforniya’da yaşayan çocuklarda kullandı. Fakat bu ölçek, Paris’te yaşayan çocuklarda işe yararken Kaliforniya’da yaşayan çocuklarda tutarlı sonuçlar vermiyordu. Bu sebeple Terman, ölçeği revize etmeye karar verdi. Ölçeğe yeni maddeler eklendi, soru sayısı 54’ten 90’a çıkarıldı, yeni yaş normları eklendi ve üst yaş normu yetişkinlere kadar çıkarıldı. Binet testinin revize edilmiş versiyonuna, bugün bile kullanılmaya devam eden Stanford-Binet Zeka Testi adını verdi.ABD’nin 1. Dünya Savaşına Girmesi ve Asker SeçimiABD’nin 1. dünya savaşına girmesi ile orduya yeni katılacak erlerin sınıflanması ve uygun birimlere verilmesi ihtiyacı ortaya çıktı. Standford Binet Zeka Testi bireysel uygulamaya uygun bir test olması nedeniyle asker seçiminde kullanılması hem maliyet hem de zaman açısından işlevsiz kaldı. Bu nedenle bu dönemde grup zekâ testleri ortaya çıktı. Amerika, grup zekâ testlerinin geliştirilmesini desteklemiş ve bu testlerin askerlere uygulanmasını talep etmiştir. Bu çalışmalarda Ordu Alpha ve Ordu Beta testleri geliştirilmiştir. Ordu Sınavından Alınmış Bazı  Test Soruları: 1. 30 erkek ve 7 erkek kaç kişidir?2. Kediler fareleri yakaladıkları için mi, yoksa nazik oldukları için mi, yoksa köpeklerden korktukları için mi faydalı hayvanlardır?3. Deri her ülkede üretildiği için mi, iyi giyildiği için mi, yoksa hayvansal bir ürün olduğu için mi ayakkabı yapımında kullanılıyor?4. Bu iki kelime aynı anlama mı geliyor yoksa zıt anlamlara mı geliyor: ıslak-kuru?5. Bu serideki sonraki iki sayıyı yazın: 3, 4, 5, 6, 7, 8.Wechsler Zeka TestleriGünümüzde en çok uygulanan zeka testleri Wechsler testleridir. Wechsler Testleri hem çocuklara hem de yetişkinlere uygulanabilen farklı zeka testleri ve test sürümlerinden oluşmaktadır. Bellevue Hastanesi'nde klinik psikolog olan Dr. David Wechsler tarafından 1939'da geliştirilen testler, Wechsler'in tanımladığı gibi kişinin "çevredeki sorunlara uyum sağlama ve yapıcı bir şekilde çözme" yeteneğini ölçer. Yetişkinler, çocuklar ve Okul Öncesi çocuklar için ayrı formları vardır. Bireylerin soyutlama, sayı kavramları üzerine düşünme, soyut düşünme, analitik-sentetik düşünme gibi özel bazı yetenekleri ölçmekte ve bundan hareketle testin türüne göre değişmekle birlikte zeka bölümü puanı veya küme puanları elde edilebilmektedir.                                                                                                                                                                                        Yazar: Klinik Psikolog Sibel KarahanKAYNAKLARGoddard, Henry H. 1920. Human Efficiency and Levels of Intelligence. Princeton NJ: Princeton University Press. pp. 8, 12, 19–20, 127–128.Cattell, P. (1940). Cattell infant intelligence scale. New York: Psychological Corporation.Boake, C. (2002). From the Binet-Simon to the Wechsler-Bellevue: Tracing the History of Intelligence Testing. Journal of Clinical and Experimental Neuropsychology, 24(3), 383-405.https://newlearningonline.com/new-learning/chapter-6/supporting-material/yerkes-army-intelligence-testsForrest, D. W. (1974). Francis Galton: The life and works of a victoriangenius. New York: Taplinger. https://services.tubitak.gov.tr/edergi/yazi.pdf;jsessionid=TwfJbZPiRTiWzvTCCTIXYvRL?dergiKodu=4&cilt=28&sayi=333&sayfa=50&yaziid=8392

Pzt, 25 Mrt 2024

Tüm Bloglar
iyzicologo